Bumerang döngüsü ve Dejavu

Ülkemizde yaşanan acı olayların, demokrasinin olmadığı monarşi, oligarşi ve diktatörlükle yönetilen diğer ülkelerinde meydana gelme olasılığı nedir? 

Diktatörlükle yönetilen Kuzey Kore veya Türkmenistan da 79 kişi hayatını - 

kaybetmezdi bence! 

Çünkü bedel ödemenin olduğu bir yerde, kimsenin gözü yemez yetersiz birine iltimas geçip, mevki ve makama getirmeye. 

Denetimi ve kontrolleri al takke ver külah yapmaya. 

Peki buna engel olan demokrasi mi? 

Avrupa da neden engel değil diyebiliriz. 

Mesele bu olabilir mi?

-Her ülkenin coğrafik-sosyolojisi, etik felsefesi ve ekonomik olarak farklı bir karakteristik yapısı vardır. 

-Toplumun son yıllardaki ruh sağlığı ve psikolojik çıktılarına uygun kanunlarla ancak kamu vicdanını eski sağlığına kavuşturabiliriz.  

63 suç kaydı ile aramızda gezen bir canavar için adaletin hakkıyla tecelli ettiğini söyleyebilir miyiz?

ilk suçunda falaka cezası almış olsa, ikincisinde başına daha acı verici cezaların geleceğini az çok tahmin eder, 63 suç kaydına ulaşmaz ve en az 500 masum kişiye de zarar vermezdi. 

Sadece fiziki zararlar mı? 

Ülkesine, insan psikolojisine, ekonomisine, emniyetine, huzuruna, ahlakına ve maneviyatına da zarar vermezdi. 

79 canımız gitti! 

Dile kolay! 

Dün ve bugün onca gazeteci, konuşmacı, siyasetçi, profesör ve dalında uzman kişiler canlı yayınlarda bu olayı hararetle konuşup sorguladılar  (!) 

Peki sonuç? 

Ne değişti? 

Ne değişecek? 

Bugün otel yandı, dün de deprem olmuştu! 

Çürük binalara sağlam raporu verenleri, bina kolonlarını kesenleri vs vs daha ne alçaklık yapanları konuştuk.. 

Kim hakkıyla ceza aldı? 

Hep konuşuyoruz zaten. 

Allah korusun, başka acı olayları yine yaşayabiliriz. Yaşamamak için ne yapmalıyız? 

Ceza kanunu mu yetersiz?

-Suçu toplum hazırlar, suçlu işler. 

Ülkemizde giderek büyüyen cezasızlık algısı, kaliteli insanları korkuya sevk edip, azgınları da suça teşvik etmektedir. 

Postseküler bir çağda, caydırıcı cezalar olmazsa daha çok canlar yanar. 

Merhamet ve güven postmodernizmin gelmesiyle, gelenekçi anlayışın selasını okudu ve toprağa verdi