DEM Partide kılıçlar çekildi kim kaybedecek

Demirtaş'ın cezaevinden yaptığı "kene" açıklaması DEM Parti içinde geçmişten süregelen kavgayı alenileştirdi.

DEM Parti sosyolojisinde güçlü bir karşılığı olan Demirtaş’ın parti merkezini uyarması ve "kene" diye isimlendirdiği kişilere verilen değerden ötürü aktif siyaseti bırakma kararı, DEM Parti içindeki bazı isimlere yönelik eleştirilerinin devam edeceği sözleri "DEM Parti'de yönetim kavgasının tarafları kimdir?" sorularını zorunlu kılıyor.

DEM Parti genel merkezini uyaran Demirtaş'ın "Ve yine açık söyleyeyim, siyasette yanlışlar yapan, halkı esas almayan kim olursa olsun net şekilde eleştirmekten çekinmeyeceğim. Herkes buna hazır olsun şimdiden." sözleri DEM'de mücadelenin kızışacağını göstermektedir.

Demirtaş'ın, "Aktif siyaseti bırakmamın bir nedeni de bahsettiğim siyaset keneleri ve ne yazık ki bu kenelere halen bazı durumlarda değer verilmesidir. Ancak biz halkımızın öz evlatları ve bu hareketin yetiştirdiği siyasetçiler olarak partiyi de mücadeleyi de bu zihniyete teslim etmeyeceğiz. Genel Merkezimiz daha hassas ve dikkatli olursa kimse mücadelemize, birliğimize zarar veremez." yorumu DEM içindeki "Kene ya da keneler kim?" tartışmasını başlatacak gibi gözüküyor. Demirtaş'a göre DEM'i ele geçirmeye çalışanlar kim yada kimlerdir? Üvey evlatar kim yada kimlerdir? Demirtaş bu açılmasıyla partiye sonradan dahil edilen ve CHP'ye angaye yönelen Türk solu ve diğerler midir?  Demirtaş ve yakınlarını menfaat elde etmekle suçlayan Tan ve Bilgen suçlananlar arasında mıdır? Erdoğan düşmanlığı üzerinden yürütülen siyasi duruşun yanlışlığını vurguladığı için yıllarca dışlanan ve ötekileştirilen Leyla Zana'nın yeniden siyasi sahneye dahil edilmesi DEM'i tamamen kaybetme korkusundan mı kaynaklanmaktadır? Partiyi ele geçirmek isteyenler DEM'li  seçmenin önemli kısmını CHP'ye angaje edenler midir? (İstanbul örneğinde görüldü).

Demirtaş'ın, DEM'i ele geçirmeye çalışan kenelere karşı mücadele edeceğiz partiyi teslim etmeyeceğiz sözleri, DEM'de bir yönetim ve DEM'i ele geçirme savaşının olduğunun en açık kanıtı olarak karşımızda duruyor. DEM'i ele geçirmek isteyen "KENE"lerle diğerlerinin savaşında kim galip gelecektir?

2023 tarihinde Demirtaş’ın sitem dolu açıklamasında: “Partime cumhurbaşkanı adaylığına hazır olduğumu belirttim, gerekçe sunulmadan reddedildi” sözlerinin ardından “Ben ne HDP’den ne de herhangi bir görevden istifa ediyorum. Güncel, aktüel siyasete müdahil olmayacağımı ve bu çerçevede aktif politikayı bıraktığımı belirtiyorum” açıklamasından sonra sonradan HDP'ye sonradan dahil olan bir yetkilinin, HDP sosyolojisinden güçlü karşılığı olan Demirtaş içn; “HDP’nin gündemi Selahattin Demirtaş’ın yazısı değil” cevabı, ayrışmanın başlangıcı olarak kabul edilebilir. Bu ayrışma ve kavgada ranttın etkisi ne kadardır? 

Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı adayı olma isteğine karşı açıklama yapan ismin DEM/HDP sosyolojisine sonradan dahil olan bir isim olması, Başak Demirtaş’ın İstanbul adaylığının ret edilmesi Demirtaş’a yönelik bir hamle olarak yorumlandı. Son seçimde, DEM'li seçmenden önemli kısmının sandığa gitmemesinin nedeni içerde yaşanan bu kavgadan kaynaklandığın düşünülemetedir.  DEM Parti, Van dahil bölge illerinde birçok yerel belediyeyi kazanmış olsa da oy kaybetmiş, HDP/DEM'e oy veren birçok seçmen sandığa gitmemişti.

Demirtaş'ın açaklamasından çok net görüldüğü gibi DEM Parti'de yönetimi ve partiyi ele geçirme kavgası sürmektedir. Bu ayrışmanın partiyi bölmesi kaçınılmaz olduğunu düşünenler de var.  Milliyetçi Kürtler DEM'de gücünü kaybetmesiyle sonuçlacak mücadele, bölünmeyi zorunlu kılar. Uzun zamandır ortalarda görünmeyen Leyla Zana’nın ortaya çıkması parti içindeki kavganın boyutunu değerlendirmek açısından önemlidir.