bonus veren siteler bahis siteleri https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş

KARDEŞLİK BU RESİMDE TOPLANDI

GÜNDEM Yayın: 20 Temmuz 2013 - Cumartesi - Güncelleme: 20.07.2013 20:41:39
Editör -
Okuma Süresi: 9 dk.
Takip EtGoogle News

HABER YORUM—SALİH GEÇKEN

 

RENKLERİN BULUŞTUĞU İFTAR YEMEĞİNİN KAHRAMANLARI

 

Son zamanlarda düzenlenen iftar organizasyonlarından biri var ki diğerlerinden çok farklı. Her renkten her düşünceden insanın katılımıyla gerçekleşen DASİDER'in düzenlediği iftar yemeğine iki yıldır katılıyorum. Ayrı renklerin bir araya geldiğinde bu kadar güzel görüntü yaydıklarına şahitlik ediyorum.

 

O iftar yemeğinde siyası partilerden Ak Parti, BDP, CHP, MHP, Hüda Par ve Saadetten kişileri bir arada görünce işte budur demekten başka ne diyebilir ki insan. İHD orda, Mazlum Der orda.  İslam’ı referanslayan STK’ları da orada görmek mümkün.

 

Siyasetçiler var. Bürokrat var. STK’lar var. Toplumun kanaat önderleri var. Din adamları var. İnanlar ve inanmayanların hepsi var. Her renkten gazeteci, tacir, tüccar var.  Toplum var.

 

DASİDER’in yöneticisi Ahmet Öneri yakından tanıma şansım oldu. Hayata bakışını biliyorum. Her rengin kendini bulacağı bir karaktere sahip Öner’in karakteristik  bir yansıması dersem abartmış olmam. Hakkını teslim etmem gerekirse başka birilerinin bu güzellikleri bir araya toplayabileceğine inanmıyorum.  

 

Yazacağım bütün kelimeler oradaki emeği anlatmaya yetmeyeceğini biliyorum. Onun için sözü çok fazla uzatmadan, o yemeğin haberini sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

DASİDER'in iftar yemeğinde Gazeteciler, ortak paydaları bulma  mesajı verdi

 

Van’da faaliyet gösteren Doğu Anadolu Sivil Toplum ve Diyalog  Derneği (DASİDER)’nin  ‘Jiyan Bi Hev Ra Xweş e'(Hayat birlikte güzeldir) sloganıyla geleneksel hale getirdiği iftar yemeğinde, birlik ve beraberlik adına güzel mesajlar verildi. Gazeteci ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil bu bölgede eğer kısa zamanda bahar yaşanacaksa bunun ancak bu topraklarda yaşayanların elleriyle gerçekleşebileceğini söyledi. Araştırmacı-Yazar Cemal Uşşak ise son 30 yıldır bu ülkenin dağlarında ovalarında akan kan ve gözyaşının son birkaç aydır azaldığını ifade etti.

 

Doğu Anadolu Sivil Toplum ve Diyalog Derneği (DASİDER) ‘Birlikte yaşama ve hoşgörü’ adı altında bir iftar yemeği verdi. Beş yıldızlı bir otelde gerçekleşen yemeğe Gazeteci ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, Gazeteci-Yazar Mehmet Altan, Araştırmacı-Yazar Ümit Fırat, Araştırmacı-Yazar Cemal Uşşak, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı medya Diyalog Sorumlusu Tercan Ali Baştürk, Today's Zaman Gazetesi Yayın Editörü Celil Sağır, Ak Parti Van Milletvekilleri, İlçe Kaymakamları, Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri, Kanaat önderleri, Kamu Kurum Müdürleri ,STK kadın temsilcileri ve çok sayıda iş adamı katıldı.

 Kuran-ı Kerim tilavetinin okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını DASİDER Başkanı Ahmet ÖNER yaptı. ÖNER, Türkçe-Kürtçe yaptığı konuşmasında, insanların farklılıklar içerisinde olmasının insan hayatının bir realitesi ve meşiet-i ilahi’nin kainat üzerindeki hayırlı ve bereketli bir tecellisi olduğunu söyledi.

 

"Bir yandan birbirimize yaklaşırken, diğer taraftan zorlukların siyasi, tarihi ve kültürel sınırları aşıp arttığına şahit olmaktayız." diyen Başkan ÖNER, "Şiddet, savaşlar, önyargılar, yanlış eğitim, ahlaki yozlaşma ve bozulan komşuluk ruhu gibi salgın halindeki problemlerle yüzleştiğimiz bu asırda işte tam bu noktada iftar programında ele aldığımız 'ortak paydaları bulma' teması kaçınılmaz bir çözüm olarak karşımızdadır. 'Allah'a giden yollar mahlukatın solukları sayısıncadır' düsturunca küresel  seviyede bir şuurun geliştirilmesi adına önemli bir katkı sağlayacağını umudunu taşıyorum.”Renkli bir dünyada  Hoşbini u Wekhewi u Arami şarttır,dedi.

 

Gazeteci ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil bu bölgede eğer kısa zamanda bahar yaşanacaksa bunun ancak bu topraklarda yaşayanların elleriyle gerçekleşebileceğini söyledi. Farklılıkların elbette olacağını belirten Yeşil, "İnanıyoruz ki bu toprakların Alevi’si de bizimdir, bu toprakların Kürdü de Çerkez’i de Laz’ı da bizimdir. Biz kavramı hepimizi ifade etmeye yetecektir. Ve bu topraklarda adaleti, özgürlükleri temel alarak, insan olma temel hak ve özgürlüklerini esas alarak, birlikte büyümenin yolları ve beraberce her türlü imkan ve fırsatı birlikte paylaşmanın yolları her zaman mümkündür. Eğer bunu beceremezsek unutmayın ki zaaflarınız varsa başkalarının bu zaafları kullanması kadar tabi bir şey yoktur. Onun için ayağa kalkıp da dışarıdakilerin komploculuklarına kulak vermenin onların sizin içinizde neler çevirdiklerinin hikayelerini anlatmanın bir manası yoktur. Zayıfsanız boşluğunuz varsa güçsüzseniz ve ayakta duramayacak kadar birbirinizle didişerek enerjinizi kaybetmişseniz, başkaları gelecek ve sizin o acziyetinizden elbette istifade edeceklerdir." ifadelerini kullandı.

 

"Bugün sizin emekleriniz 140 ülkede eğitim kurumları olarak taşınmışken 140 ülkede sizin adınıza bir ülke büyürken kendi içimizde biz bu ülkeyi küçülme gibi zaafların içine düşmeyelim." diyen Yeşil konuşmasına şöyle devam etti: "Uzun zaman değil, çok fazla zaman değil, gönderdiğiniz yavrularınızın tesis ettiği barış köprüleri hem size büyük imkan köprüleri olarak geri dönecek. Hem size büyük sevgi köprüleri olarak geri dönecek. Ve global dünyanın en etkin aktörleri haline sizi getirecek. Ama el verir ki bu şuur ve idrakle dişimizi sıkarak, ufak tefek sıkıntılarımızı telafi etme gayretinde olalım."

 

Gazeteci-Yazar Prof. Dr. Mehmet Altan Türkiye’deki en temel meselenin insanın odakta olmasının zorlaştığı bir sürecin yaşandığını söyledi. "Temelde öyle bir noktaya getirdiler ki Türkiye’yi, insan olmayı unutup insanın alt özelliklerini öne çıkararak birbirimizle kavga etmeye başladık.” Diyen Altan konuşmasına şöyle devam etti: "Onun için insan olarak hayata baktığınız vakit zaten benzeşmemeyi, garipsememeyi yadırgamamayı da hayatın bir doğal duruşu olarak kabul ettiğimizde Türkiye’nin sorunları aşılır. Yeter ki bizim insan olduğumuzu bize unutturarak insan olmanın alt özellikleri üstünden siyaset, birbirimizi kırdırmasın ve yönetmeyi öne koymasın. Bu çağın, en önemli özelliklerinden biri bizi kimin yönettiği değil. Türkiye yönetme kavgası yapıyor. Bütün kırmalar dökmelerin sebebi birileri buraları yönetmek istiyor. Ve kim yönetecek kavgasına giriyorlar. İnsanları da piyon olarak kullanıyorlar. Halbuki bu çağın en temel kavramı bizi kimin yöneteceği değil nasıl yöneteceği. Onun için yönetmenin değil yönetilecek olan insanların kutsallığı üstünden oluşacak yeni bir anlayış bütün bu sıkıntıları bu coğrafyanın eski kültüründen ve tarihindeki farklılıklarında da aldığı güçle çok daha hızlı aşmasına neden olacaktır."

 

Araştırmacı-Yazar Cemal Uşşak, son 30 yıldır bu ülkenin dağlarında ovalarında kan ve gözyaşı olduğunu hatırlattı. Son birkaç aydır kan ve gözyaşının azaldığını ifade eden Uşşak, "Bir süreç içerisine girildi. Hiç şüphesiz bu sürecin bizim ötemizde tarafları var. Bu süreci selametle sonuca götürmek için yurdum insanın fertlerinden çok onlara önemli görevler düşüyor. Bizler en azından bu mübarek günlerde dualarımızı ve dileklerimizi samimi dualarımızı bu sürecin başlaması istikametinde artırmamız icap ediyor. Kolay değil 30 yıldır denenmemiş bir metod deneniyor. Kolay değil inşallah sonuca gider." dedi

 

Araştırmacı-Yazar Ümit Fırat da Türkiye’nin 85 yıldır yaşamadığı bir süreci yaşadığını söyledi. Fırat, süreçte bazı hayal kırıklıların olmasına rağmen iyiye doğru bir gidişin olduğunu ifade etti.

 

Programın sonunda katılımcılara ve Dünya tekvando derecesi yapan  Nur TATAR ve boks derecesini Van’a getiren Bulut HAYKIR’a birer plaket takdim edildi.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.