Mağdurlar Tutku Radyo'ya konuştu
28 Şubat sürecinin mağdurları Tutku Radyo'ya konuk oldu.


28 Şubat sürecinin mağdurları Tutku Radyo'ya konuk oldu.
VİDEO HABER Tutku Radyo'da M.Salih Geçken'in hazırlayıp sunduğu 'Farklı Açıdan' programına 28 Şubat mağduru Abdullah Aras, Ünzile Kamaç ve Necla Bozdemir konuk oldu.
28 Şubat sürecinde yaşadığı zorlukları anlatan Aras kendisine bu zulmü yaşatanları asla af etmeyeceğini söyledi. İzleri bitmiş olsa bile bu darbeyi bin yıl daha unutmayacaklarını söyledi.
Aras "Birileri darbe 1000 yılı sürecek diyordu paşanın biri. Allah'a hamd olsun 1000 gün bile sürmedi. 28 Şubat mağdurları ve Türkiye'de yaşayanlar bu günleri 1000 yıl geçse bile unutmayacaktır. 28 Şubat Türk tarihinde yer almış kara bir leketir. İnançlı insanlara yapılmış bir darbedir. Hesapları tutmadı tabi. Bu işin faillerinden 103 tanesi sanık durumuna düştü. Yapmış oldukları adeletsizliğin hesabını adaletin önünde verdiler. Mahkumiyet kararları çıktı.
Aras, 28 Şubat sürecine en büyük desteği vererek darbecilerin Rahmetli Erbakan'a baskısını meşrulaştıran FETÖ'nün darbeyle Erbakan'ın yetiştiridği Tayyip Erdoğan'ı iktidardan indirmeye çalıştığını belirterek, iki grubunda aynı zihniyete hizmet ettiklerini belirtti. Türkiye demokratikleştiğini bundan sonra 28 Şubat gibi bir sürecin olma ihtimalinin imkansız olduğunu söyledi.
Telefonla yayına bağlanan Necla Bozdemir, 20 yıl geçmesine rağmen o günlere geri döndüğünü belirtti. Bozdemir "Çok zor günlerdi. İnsanın sırf örtüsü yüzünden bu kadar mağduriyet yaşaması büyük bir zulümdü. Sırf baş örtüsü katıyoruz diye sınıftan çıkarılmalar, üst üste verilen cezalar, okuldan atılma cezası bu günlerde inanılmaz gelsede biz o dönemde bunların daha fazlasını yaşadık" dedi.
Yayın bağlanan Ünzile Kamaç, 28 Şubat döneminden kendilerine bahanelerle ceza verildiğini söyledi. Kamac " İnandığı gibi yaşamayı ailesinden öğrenmiş biri değilim. Dini inancımı kendi çabalarımla öğrendim. Bir ayet öğrendiğimde bunu hayatıma yansıtıyordum. Başörtüsüyle bunlardan biriydi. Baş örtüsü Allah'ın emriydi, bende Allah için örtünmüştüm. Bu şekilde yaşamam gerektiğine inanıyordum. Bize din siyasallaşıtırlamalı, insanlar kendi kafalarında yaşamalı diye dayatıldı. Bizi önce sınıftan attılar. Ben o süreçte başörtüsünden yargılanmaadım. Okulun huzurunu bozmak, hakaret etmek gibi suçlarla bize davalar açıldı. Okulun huzurunu bozmaktan okuldan atıldım. Yasalarda bire bir madde olmadığı için bizi bahanelerle attılar diyebilirim. Temel sebep kendisi gibi düşünmeyen, kendisine ters düşenleri toplumda ayrıştırarak baskı altına aldılar" dedi.
