bonus veren siteler bahis siteleri https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş

27 Mart 2024 - Çarşamba

Hırsıza bak hırsıza

Aşırı harcama, bireysel arzuları tatmin içinse; aşırı harcama yapanlar hakkında neden sorgusunu zorunlu kılar.

Yazar - M.SALİH GEÇKEN
Okuma Süresi: 4 dk.
M.SALİH GEÇKEN

M.SALİH GEÇKEN

vanradikal@hotmail.com -
Takip EtGoogle News

Seçim sürecinde sorunsallaştıralan iki başlıktan biri bazı adayların kazanması halinde  beş yıl boyunca belediye başkanı olarak alacağı aylıktan kat be kat para harcaması; diğeri, DEM'li adayın kazanma ihtimaline karşı seçimde ikinci olup kayyum olarak atanma çabasıdır.

Şu anki maaşla beş yılda 6 milyon aylık alacak kişinin seçim sürecinde 15-20 milyon civarında para harcaması kara parayı, haksız para kazanma düşüncesini mecburen düşündürüyor. Kazanması halinde 5 yılda 6 milyon (şu anki aylık üzerinden) aylık alacak kişi ne diye yaklaşık 20 milyon TL para harcasın ki?.

Toplumun önemli kesimi, seçimde ikinci olmuş adaya belediye başkanlığının verilmesini siyasi etik açısından ultra kötü bir örnek olduğunu söylemektedir. Bu pratik  siyasi ahlakı tarumar ettiği gibi siyasete olan güveni derinden sarsmaktadır. Kayyuma evet diyenler bile başkanlığın ikinci aday verilmesini red ediyorsa, bu sese kulak vermek gerekir. Vicdan, sevgiyi sorgulamaktan ve cezalandırmaktan asla kaçınmaz. Nihayetinde, vicdanın davası da lideri de vicdandır.  

Hem kayyuma karşı olmak hem de seçimde ikinci olup başkan olayım mücadelesini sadece "makam hırsızlığı” olarak yorumlamak, iki yüzlülüğü meşrulaştırmaktır. Eğitimli kaymakamın kayyumluğuna karşı olmak, kendisi olunca neden olmasına odaklanmak, İslami tabirle münafıklık, modern tanımla düalizmdir. Kaymakamın başkanlığı münafık/düalist birinin başkanlığından daha iyi olacağına inananlardanım.

Kayyum, kanunlarla belirlenmiş bir sistem olduğu için toplumun belli kesimi tarafından kabul görse de belediye başkanlığının seçimde ikinci olmuş aday verilmesi kayyumu kabul edenlerin bile karşı çıktığı hiçte şık olmayan oldukça kötü bir yöntemdir. Kayyuma 'EVET' diyenler bile ikinci adaya 'HAYIR' diyorsa; 1935 CHP'sinin kaybettiği pratiğin revizesi, tüm kazanımların kaybına neden olur. Gönüllere kurulan köprüleri yıkar, saygıyı revize eder.

"Nasıl olsa DEM'li adaylar kazansa bile başkanlık verilmeyecek, ikinci olursam başkan olurum" psikolojisi, sorunlu bir psikoloji olmanın ötesinde kişinin derinlerde beslediği "makam hırsızlığının" röntgeni olarak kabul görüyorsa, makam hırsızlığına odaklanmışlara fırsat vermemek gerekir.

Reklama 10 milyonlarca lira harcayarak, seçmene para dağıtarak seçimde ikinci de olsa belediye başkanı olmaya çalışmak, halka hizmet etme düşüncesinden kaynaklanıyor olamaz deniyorsa, bu kadar büyük harcamanın kaynağı kara para olabilir deniyorsa, daha fazla para kazanmak için olabilir deniyorsa bu sese kayıtsız kalmak bugüne kadar birikmiş sevgi ve saygıyı yer eksen edebilir. Etme ihtimali de yüksektir.  

Ayrıca, bir seçmenin “abi seçim reklamı için milyonlarca lira harcayanlar kara para mı aklıyor?” sorusu da ilgincime gitmedi desem yalan olur? Bir kişinin tüm görevi boyunca alacağı aylıktan daha fazlasını seçim çalışmalarında harcanması toplumun tuhafına gittiği gibi anlamlandırmakta zorlandığımı itiraf edebilirim.

Birçok seçmenin merak ettiği soru, "Bir belediye başkanlığı seçimi için "ON MİLYONLAR" neden harcanır ki?" Garibana beş lirayı vermekten çekinen, bozuk para yok diye öteleyenler; sahi, neden on milyonları harcar ki? Hizmet mi? Çokta inandırıcı durmuyor. İnanan da yok gibi.

Aşırı harcama, bireysel arzuları tatmin için yapılıyorsa; aşırı harcama yapanlar için “hırsıza bak hırsıza” ön yargısı güçlü ihtimalle toplumun genel kabulü olur.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları