Vali Balcı'nın Kahve Borcu
Vali Ozan Balcı Beyin kahve borcu
M.SALİH GEÇKEN
vanradikal@hotmail.com -Vali Balcı'nın Kahve Borcu
Van'ın Özalp ilçesinde bir zabıta memurunun ölümü diğerinin de ağır yaralandığı haberin www.vanradikal.com’da yer almasından sonra Vali Beyle konuşurken, Rektör Hamdullah Beyin araması eski Rektör Yücel Aşkın’ın döneminden emekli olduğum güne kadar yaşadığım ve unutmadığım baskıları yeniden hatırlattı.
Rektör Yücel Aşkın'ın tutuklanacağı günün sabahı konutunda çalışan A'nın hiçbir şey konuşmadığım halde sanki bana nazire yaparak “Hoca telefon açtı. Avukat bey oruçtur.İftira evdeyiz. Hazırlık yapın” cümlelerin ardından yanımda bulunan görev arkadaşım RG' şahit, yüzüne bile bakmadan "hoca zor gelir" dediğim günün akşamı Yücel Aşkın'ın tutuklanmasıyla başlayan, emekli olduğum 16 Mart 2023 tarihine kadar dönem dönem devam eden algısal iftira ve baskı duygu iklimimin acısını yeniden güncelledi.
Rektör Yücel Aşkın'ın evinden çıkarılan tarihi eserlerin olduğu gün görevde olmam, eve düzenlenecek operasyonun başlayacağı anlarda gazetecilerin bir anda ortaya çıkmasından ötürü şüpheli konuma düşürülmem, baskılanmam ve devamında yaşadıklarım hala aklımda dip diri. Psikolojik baskı, iki kurumun hakkımda yaptığı istihbarı çalışma, aynı zamanda terör örgütünün ölüm tehditleri. Ergenekon'dan göz altna alınan Prof.Dr Ayşe Yüksel'nin ben ve arkadaşımı istememesi... Falan Filan.
İlginç olan 'anlı kıbleli kafirler iftira atarken' Yaradan’ın kendisine verdiği özgür iradeyi bir yaratıcıya inanmamakta kullanan GA- SK. ise haklıdan yana tavır almasıydı. İki kurumun hakkımda yaptığı istihbarı çalışmada bilgisine başvurulan GA.S.K. iftira mağduru olduğumu bildiği için doğruları aktarması dönemin koşulları için onurlu bir duruştu. Su müdürünün babasının namaz kılanları bile ihbar ettiğinin iddia edildiği bir dönemde; Allah'a inanmayan SK'nin hakkı savunusu, her şeyin rahatladığı dönemde 'anlı kıbleli münafik-kafirlerin' haksızlığına kıyasla ultra onurlu ve şerefli duruştu.
&
2003'ten emekli olduğum 16 Mart 2023 tarihine kadar yazdım, haber yaptım, yayın yaptım, onurumla mücadele ettim, kimseye iftira etmedim, kimseye biat etmedim, PKK ve HDP’nin her türlü baskısına maruz kaldım, kentin tüm şerefli insanları itiraf eder ki herkesin sus pus olduğu dönemde Van’da HDP ve PKK’yi açıktan yazan üç kişiden biri oldum. Valilerin onlarca korumayla dolaştığı 2015’te CHP’nin Elit Word Otelde düzenlediği (Fikri Sağlar ve Mustafa Akaydın katılmıştı) toplantıda “6-8 Ekim olaylarının katilinin Demirtaş olduğunu”söylemekten çekinmedim. Bu günkü çok vatansever ve ultra milliyetçi (!) gazetecilerin HDP’li Bekir Kaya’nın seçim çalışmasında kendisi için çalışırken, basın toplantısında “Sen bizim için Allah’ın nimetisin” güzellemeleri yapılırken; yazdığım bir yazıdan sonra Roj TV dahil PKK’nin tüm sitelerinde hedef oldum. Bün gün vatanı sevmekten kursağı kuruyanlar, o günlerde ne hikmetse bu günkü düşmanlarının hoşnut olduğu yapılarla, kişilerle kol kola yol yola idiler. Bizi Kandile şikaye edenlerle, Münir Vali'ye alçakça iftira atan FETÖ kaçağı Emre Uslu'yla yoldaştılar. Koldaştılar. Ben ve Özer Polater, Ankara Çukurambar Mado'da iftirayı engellemeye çalışırken, bu gün vatanı sevmekten inşallah kursağı kuruyacak gazeteciler Emre Uslu'ya yalan-yanlış bilgi aktarıyordu.
&
Üzerimde hakkı olan Sayın Hamdullah Şevli rektörlüğe atandıktan sonra beni kendisine şikâyet edenler gibi;
Terör operasyonuna maruz kalmadım, terörden mahkemelik olmadım, HDP’li Belediye Başkanı Bekir Kaya'nın kazanması için çalışmadım, devlet halka zulmediyor demedim, Radyomuzda Aysel Tuğluk'u, Özdal Üçer'i konuk edip Cumhurbaşkanına, devlete hakaret ettirmedim, HDP'nin açıktan desteklediği dernekte başkan yardımcılığı yapmadım, Üç kuruşluk reklam için insanlara FETÖ'cü, PKK'lı deyip iftira atmadım, 15 Temmuz’dan önce FETÖ’cülerle kol kola olmadım, 2018’de FETÖ’cülerin verdiği yalan suflelerle siyasilere ve bürokratlara PKK’lı ve FETÖ’cü iftirasını atmadım, kendimi devletin ajanı diye sağa sola pazarlamadım.
Eski Rektör Sayın Prof.Dr. Peyami Battal'ın hakkını hiç ödeyemem. Bazı yazılarımdan sonra kendisinin arandığını, işten atılmam yönünde taleplerin olduğunu bile duymuştum. Radyo yayıncılığında, insani ilişkilerde, yapılan organizasyonlarda başarımızı çekemeyenler en basit halleriyle şikâyet ettiler. Bana düşmanlıkta ve iftirada oldukça cömert davranan birinin yazdığı yazıyı ben yazmışım gibi Beşir Atalay'a aktarılması, Beşir Bey'in Peyami Beyi araması, benim Beşir Bey'la görüşmem, atılan iftirayı kendisine ıspat ve onlarcası. Bana atılan iftiraların etkisiyle Sayın Battal'ın üstüne o kadar çok gidildi ki, onlarca kez istifayı bile düşündüm. Peyami Bey'in yöneticiliğini, babacanlığını gördüm. Üzerimde çok fazla hakkı vardır.
Kentin algısal dokusunu tahriş eden megalomanların psikolojik rahatsızlıktan kaynaklanan 'mitomamik' hastalıktan olsa gerek hayırlı işlerimizde bile çok rahat iftira atıyor olmaları kendileri için duayı gerektiren zavallılıktır. Bugüne kadar kent için tek bir organizasyon yapamayan mitomanlar:
- Van YYÜ’de yaptığımız ‘Akademisyenler ve Gazeteciler Başkanlık Sistemini konuşuyor” paneli ile “Van Kent Kültürü Paneli”ni bile şikâyet etmişlerdi.
- Kentin saygı duyduğu ve statü sermayesi güçlü 20 kişinin jüri olarak oylamasıyla yaptığımız ‘Van’ın En İyileri Yarışması’nı sabote etmek için yaptıkları girişimler en rafine haliyle “şerefsizliğin dibiydi” Dönemin Van Valisi Sayın Zorluoğlu’nun yarışma hakkında sorduğu sorulara verdiğim cevaplardan ve Sayın Valinin nezaketinden biliyorum.
Şimdilik bu kadar.
&
Sayın Valim, Özalp haberine dönecek olursak, saldırının faili konusunda edinilen bilgide hata olması yanılgıdır. Devlet ajanslarının bile yanıldığı dönemler olmuştur. İki ölü bilgisinin Ajansda’da yer alması gibi.
Sayın Valim, bir fincan kahve bir dilim çikolata borçlandığınızı düşünüyorum. Kırk yıllık hatırı olan kahve, Mayıs ayında çıkan şahsınıza takdim etmek istedimiz iki kitabımı size ulaştırmama vesile olur.